SANAL GERÇEKLİK


Tam ölçekli bir sanal gerçeklik ortamı, başlığı taktığınızda çevrenizi bir anda saran etkileşimli bir dünyada bulunuyor gibi hissetme imkânı sunuyor. Fiziksel gerçeklikteki “her şeyin ortasında ben varım” hissi burada da mevcut. Bu setler aşina olduğumuz hakikat algısını değişime uğratmadan sunabilme iddiasında. Dolayısıyla onun tam anlamıyla sanal bir dünya olduğunu söyleyebiliriz. 

O zaman şöyle bir düşünce deneyi yapalım: Bir insanı çok uzun bir süre boyunca uyutup, bu esnada önceki yaşamını unutmasını sağlasak, böyle bir sanal gerçeklik içinde tekrar uyandırdığımızda, onun gerçek dünya olamayacağını düşünür müydü? İçinde bulunduğu sanal ortamı bir yanılsama olarak görme şansı var mı? 

Sanal bir dünyada uyanan bu hayali karaktere Bay X diyelim. Şimdi aynı deneye, bu kez başlığı kullandığının bilincinde olan başkalarını da dahil edelim. Ve hepsini World of Warcraft oyununun dünyasına ışınlamış olalım. Son derece katmanlı, detaylı olan bu sanal dünyada oyuncular birbirleriyle tıpkı gerçekte olduğu gibi etkileşim içinde. Dijital bir gerçeklik olduğuna hiç şüphe yok ama Bay X kendisini çepeçevre saran böylesine zengin bir deneyim karşısında, kendi Vücuduna ve çevresine bakıp “Bu gerçek olamaz” diye düşünebilir mi sizce? 
Yapay gerçeklikler üzerine düşünmeye başlayınca, çağlar boyunca tüm filozofların kafasını kurcalayan temel felsefi sorulara ulaşmak kaçınılmaz oluyor. 17. Yüzyılda René Descartes da gerçekliği test etmek için benzer bir düşünce deneyi yaratımştı. Descartes “Düşünüyorum, öyleyse varım” demekle kalmadı, buna bir ekleme yaptı. Şeytani bir varlık hayal edelim. Bu varlığm tek amacı aklımızla oynamak olsun. Örneğin olmayan şeylere inandırmaya, olan şeyleri görmemizi engellemeye çalışıyor. Descartes özetle şu sonuca vardı; Peki ben varım, tamam ama dış dünyanın varlığına nasıl emin olabilirim? Ya bu hayali varlık beni dünyanın gerçek olduğuna ikna etmek için çalışıyorsa? Ya her Şey sadece zihnimde yarattığım bir hayalse? 

GERÇEKLİĞİ AYIRT ETMEK

New York Üniversitesi, Zihin-Beyin-Bilinç Merkezi kurucularmdan David Chalmers, bir felsefe profesörü ve sinirbilim uzmanı olarak hem beynin işleyişi hem de yapay zekâ üzerinde uzun yıllar boyunca çalışmış modern bir düşünür. Bilinç kuramlarına da Önemli katkılarda bulunan Chalmers, “Temelleri enformasyona dayanan bu dijital dünyalar aslında şaşırtıcı ölçüde gerçek dünyalara benziyor. Dijital bir gerçeklikte yaşıyor olsak, etrafımızdaki nesnelerin aslında var olmadıklarını söyleyemez, aksine enformasyon üzerine kurulu bir dünyada olduğumuzu düşünürdük” diyor. Bu açıklama Descartes’ın sorusunu da yanıtlamış oldu; “Şu anda sanal bir gerçeklikte yaşıyor olsak bile çevremizi saran diinyaya ait tüm nesneler bizim için gerçekliğini korur. Masaya masa, sandalyeye sandalye muamelesi yapardık. Bu nesnelerin, algıladığımızdan daha alt seviyede bilişimsel varlıklar olması durumu etkilemezdi. O zaman bizim şeytanımız da içinde varlık bulduğumuz bu bilgisayar olur. Dünyaya dair tüm izlenimimiz bu varlık tarafından üretilip yönlendiriliyor olsa da aslında dünya bu şeytani varlığın zihninde son derece karmaşık bir şekilde modellenmiş. Bunun için de olağanüstü bir bilgi işlem kapasitesi gerekir.” Chalmers’ın söylediklerinden yola çıkarak, bizim dünyamızda da benzer bir durum olabileceğini görüyoruz. Masa ve sandalye son derece gerçek. Fakat gerçekliğin alt seviyelerine indikçe kuantum mekaniğinin tuhaf dünyasıyla karşılaştığımız da ortada. Parçacıkların dünyasında da benzer bir faaliyet yürütülüyor ve içinde yaşadığımız bu dünyanın temelinde yine enformasyon olduğunu biliyoruz. " Daha da garip olanı " diyor Chalmers; Dış dünyada kendini tekrar eden örüntüler, bir çeşit soyut veri yapısını da işaret ediyor. Algılar, tekrar eden bu desenlerin bir bilgisayar tarafından şekillendirilmiş olma ihtimalini sorgulamaz; onları geröek dünyanın parçası olarak kabul eder". Günümüzün teknolojisindeki örneklerine aldanıp, sanal gerçekliğin fiziksel gerçeklik gibi algılanmayacak kadar yetersiz olduğunu düşünübilirsiniz. Çünkü onu gerçek olarak kabul ettiğimiz şeyle kıyaslıyoruz. Ama bu dünyadan bihaber olsak , o sanaldünyalar sahip olduğumuz tek gerçeklik olur ve böyle bir kıyaslamaya gidemeyeceğimiz için kabul etmekten başka şansımız kalmazdı.

(Popular Science..Ekim 2018)



Yorumlar

Popüler Yayınlar

DEMLEN RAKI

GİZEMLİ KELİME.!!

OĞUZLAR..BOZOKLAR..ÜÇOKLAR..OĞUZ YABGULUĞU.

Oruc Nedir ve kökeni nereden gelir...Turan Dursun

SINAV SORUSU..

Saint Benoit tarihi

Amerikan Siyasi Partileri

Paradigma nedir?

İslamiyetten önce Arap yarımadası..!!!‏