İNSANIN CENNETi

Günümüzde sanal gerçekliği, ebedi yaşam imkânı gibi gören fütüristlerin öngörüsüne göre, biyolojik yaşlanmayı durduramasak bile bir gün hepimiz zihnimizi dijital bir dünyaya aktarabilme lüksüne sahip olabiliriz. Çok da uzak olmayan bir geleceğe uzanıp teknolojinin başımıza açabileceği işleri konu alan İngiliz TV dizisi Black Mirror’ın bir bölümünde karşılaşmış olduğumuz benzer bir senaryoda, ölmek üzere olan insanlar, kendi seçimleri doğrultusunda, yaşamlarına hayal ettikleri gibi bir dünyada, olmak istedikleri kişi gibi devam etme şansına sahip oluyordu. Ama gerçekçi olalım. Kendi “cennetlerinde” sonsuza dek yaşama fırsatı sunulan insanlar, bir noktada bundan sıkılmaya başlamaz mı? En sevdiğimiz kişilerle, hayallerimizdeki gibi bir yerde, sadece zevk aldığımız faaliyetleri tekrarlayarak yaşamak, bir süre sonra hayatı sıradan ve sıkıcı bir rutine dönüştürebilir. O zaman bunun pek de iyi bir fikir olduğu söylenemez. Öyleyse içinde hayatta kalma arzusuyla yaşanacak doğru simülasyon modeli cenneti andırmamalı. “Bu model şöyle geliştirilebilir” diyor Chalmers; “Bizimkiyle birebir aynı olan bir dünya yaratır, onun içinde nerede yaşamak ve kim olmak istiyorsak, bilinçli zihnimizle o simülasyona bağlanarak, seçtiğimiz yaşam içinde dilediğimiz kadar vakit geçirebiliriz.” 

Yine de bu tür bir faaliyetin anlamsız olduğunu çünkü o dünyanın koca bir yalandan ibaret olduğunu düşünenler olacaktır. Çünkü yaşamdaki anlam arayışımız bizi deneyimlerimiz yoluyla elde ettiğimiz şeye götürüyor; karşımıza çıkan engelleri aşma becerimize. Engelleri aştıkça gelişip serpildiğimiz, yaşam amacımızı yerine getirme yolunda ilerlediğimiz bir bakış açısına sahipsek, her şeyin mükemmel işlediği sanal bir yaşam modeli sadece bir süre için çekici gelir.

Konuyla ilgilenen bilim insanları ve fütüristlerin tahminlerine göre, 10 ya da 20 yıl içinde bu teknoloji hayata geçecek. Kendi gerçekliğimizden ayırt edilemeyecek kadar yüksek kaliteli simülasyonlar olarak ortaya çıkacak olan sanal gerçeklik dünyaları yepyeni deneyimler sunabilir ama açlık/tokluk hissi, seks, doğum/ölüm gibi bazı durumların bu dünyalara eklenebilmesi öyle pek de kolay olamayacak gibi görünüyor. Bunlar için belki bir 100 yıl daha beklemek zorunda kalabiliriz. Ama gelecekte insanlar Matrix benzeri bir simülasyonun yaratıldığına tanık olacaklar. İşte bu, şu anda yaşadığımız dünyadan farksız olabilir. “Gezegene bu kadar kötü davranmaya devam edersek, böyle bir dünyaya geçiş yapmaktan başka seçeneğimiz de kalmayabilir” diyor David Chalmers.

(Popular Science. Ekim 2018)


Yorumlar

Popüler Yayınlar

DEMLEN RAKI

GİZEMLİ KELİME.!!

OĞUZLAR..BOZOKLAR..ÜÇOKLAR..OĞUZ YABGULUĞU.

Oruc Nedir ve kökeni nereden gelir...Turan Dursun

SINAV SORUSU..

Saint Benoit tarihi

Amerikan Siyasi Partileri

Paradigma nedir?

İslamiyetten önce Arap yarımadası..!!!‏