Amerikan Siyasi Partileri
Amerikan Siyasi Partileri
TARİHÇE : Kuruluşundan
beri liberal düşünceyi benimsemiş olan Amerika Birleşik Devletleri,siyasi
partilerin dünyada ilk kez ortaya çıktığı ülkedir.
Amerika oy hakkını bir çok ülkeden daha önceyaşama
geçirmiştir fakat bu geçiş kademeli olmuştur.Seçmen olmak için vergi
vermek,belli bir eğitim almış olmak,federe ve federal anayasaları mantıklı
yorumlayabilmek,manevi değerlere sahip olmak gibi kriterlerin yanı sıra
ırk,renk,cinsiyet farkları sebebiyle genel ve eişt oy ilkesi ihlal edilmiştir.
1868’de Aanayasa’da yapılan 14.değişikliğin
ikinci bölümünde oy hakkında ilk kez
doğrudan bahsedilmiş ve 21 yaşını doldurmuş erkeklerin oy hakkı olduğundan
bahsedilmiştir.1870 yılında Anayasa’da yapılan 15.değişiklikle,oy kullanma
hakkının, ırk, renk veya daha önce köle olarak çalışmış olma nedeniyle,Birleşik
Devletler ya da herhangi bir eyelet tarafından reddedilemeyeceği ya da
kısıtlanamayacağı belirtilmiştir.1920 yılında Anayasa’da yapılan 19. Değişiklikle
kadınlara oy hakkı verilmiştir.Oy hakkının herkes tarafından,genel ve eişt bir
şekilde kullanılşmaya başlanması ise ancak 1964 yılında Anayasa’da yapılan 24.de
değişiklikle olmuştur.Bu değişikliğe kadar Amerkan vatandaşları vergi ödeme
şartı,eğtim şartı,belli bir ırka,renge,cinsiyete tabi olma koşuluyla oy
verebiliyordu böylece
yoksulların,özellikle de zencilerin oy verme hakkı pratikte neredeyse
yoktu.
Amerikan siyasi partilerinin ilk izleri
1787 yılında Anayasa hazırlıkları sırasında ortaya çıkmıştır.Federal
yönetimin,federe yönetime gore daha güçlü ve yetkili olmasını isteyen grup ile
tam tersini savunan grup arasındaki fikir ayrılığı,Amerikan siyasi partilerinin
ilk sinyali olarak görülmektedir.
Ülkenin kurucularından olan ilk başkanı
George Washington partisizdi fakat Anayasa hazırlıkları sırasında çıkan fikir
ayrılıkları,Washington’un başkanlığı sırasında derinleşti ve Amerikan siyasi
partilerinin temelini attı.Amerian Anayasası’nı hazırlayan kurucu meclisin
başkanı olan Washington hiçbir zaman siyasi partilere sempati ile
bakmamıştır.Bu bakış açısı Amerkan Anayasa’sına da yansımış ve siyasi
partilerin etkin bir güç olması engellenmeye çalışılmıştır.Bu bakış açısı hala
Amerikan halkının ciddi bir bölümü tarafından benimsenmektedir.Seçmenlerin önemli
bir kısmı,siyasi partilerin sorunları çözmekten çok durumu daha karmaşık hale
getirdiklerini düşünmektedir.
Bu fikir ayrılıkları sonucunda Alexander
Hamilton ilk Amerikan siyas partisi olan Federalist Parti’yi 1790 da
kurdu.Karşı cephede ise Thmas Jefferson ve James Madison önderliğinde 1791 ‘de
Demokratik Cumhuriyetçi Parti kuruldu,bu parti günümüzdeki Demokrat Parti’nin
kökenini oluşturmaktadır.
Amerika’da güney ile kuzey eyaletleri
arasında,1850 yılllarında köleliğn kaldırılması konusunda ciddi bir fikir
ayrılığı ortaya çıkmıştır.İşte bu dönemde Demokrat Parti’nin köleliği savunması
sebebiyle,bu parti içerisindeki kölelik karşıtları partilerinden ayrılarak 1856
yılında Cumhuriyetçi Parti’yi kurdular.Amerikan iç savaşını kuzeylilerin
kazanması sonucu ilk Cumhuriyetçi Parti Başkanı Abraham Lincoln 1861 yılında
Amerika’nın başkanı olmuştur.Cumhuriyetçi Parti 1860-1930 yılları arasında
Amerikan siyasetinde oldukça etkili olmuştur.Büyük buhranın etkisiyle
Cumhuriyetçi Parti kan kaybetmiş,Demokrat Parti kendini toparlamıştır.Bu dönem
iki parti arasında az da olsa bir doktrin farkının,özellikle ekonomik
açıdan,ortaya çıkmasına da sebep olmuştur.
AMERİKAN SİYASİ PARTİLERİNİN ÖZELLİKLERİ: Amerikan siyasi
partileri güçlü bir yerel örgüte sahiptir.Partilerin federe ve federal deüzeyde
kurulmuş bir çok örgütü vardır.Bu örgüt zincirinin en altında Mahalle Örgütü bulunmakta,yukarıya
doğru sırasıyla Bucak Örgütü,Kent
Komitesi,Bölge Komitesi,Federe Devlet Merkez Komitesi ve son olarak en
üstte Ulusal Komite bulunmaktadır.Partilerin
yerel düzeydeki örgütleri oldukça etkilidir.Partilerin disiplinsiz oluşuda
yerel örgütlerin etkili olmasını sağlamaktadır.
Partilerde karar alma ve aday gösterme
sürecinde federe ve federal düzeyde örgütlenmiş yerel örgütler son derecede
etkilidir.
Ön seçim sisteminin kullanılması Amerikan
partilerinin sistemdeki ağırlığını oldukça azaltmaktadır.Seçmenler partilere
değil adaylara oy vermekte,doğrudan seçmeninin desteği ile yasama organında
yerini alan siyasetçinin ise parti merkezine ve Başkan’a bağımlılığı
azalmaktadır.Başkan gücünü parti başkanı sıfatından değil,ülkenin başkanı
sıfatından ve anayasadan almaktadır.
Parti
lideri olmayan tek Amerikan başkanı Washington’dur.
Kongre ve partisinden istediği desteği
bulamayan Başkan’ın istediği yasaları kongreden geçirmek için yetkilerini
etkili şekilde kullanmaya çalıştığı görülmektedir…Amerika’da sert kuvvetler
ayrılığı uygulanmaktadır ve anayasaya gore başkan yürütmenin başı olarak,görev
süresi dolana dek 4 yıl boyunca kongrenin güven oyuna ihtiyaç duymadan
görevinde kalır,böylece disiplinli parti olma zorunluluğu da ortadan
kalkar.Başkanlık sistemi,Amerikan partilerinin serbest parti olarak
şekillenmesine yardımcı olmuştur.Sert
kuvvetler ayrılığı yanında,çok katmanlı federal devlet sistemi de partilerin
disiplin açısından zayıflamasına sebep olmaktadır.Federal,federe ve yerel
yönetimler için çok sayıda seçim bölgesi bulunması ve bir çok adayın bu bölgelerde
yarışması,parti içi disiplini zayıflatmaktadır.Tüm bu sebeplerden
ötürü,Amerikan siyasi partileri,parti içi disiplin açısından serbest partiler
olarak değerlendirilmektedir…Amerika
partileri kadro partileridir ve çok sayıda niteliksiz üye yerine az sayıda
nitelikli üyelere sahip olmayı tercih etmektedir.
Parti
üyeleri açısından bir şema oluşturmak gerekirse; ilk
kategoride parti için oy kullanan seçmenler vardır.İkinci olarak,herhangi bir
aidat ödemeden,sadece bir beyan ile partiye üye olmuş ve parti içi seçimlerde
oy kullanan seçmenler vardır.Üçüncü kategoride ise partiye hem maddi hemde
manevi anlamda destek veren,partinin güçlenmesi için etkin bir şekilde çalışan
etkin ve aktif üyeler vardır.Son kategoride,yönetici grup yer almaktadır.Bu
grup partiyi temsil eden gruptur,kamu görevlerine aday olurlar,sayları azdır ve
partinin karar organlarında önemli yer teşkil ederler.
Amerikan
siyasal partileri bireysel temsil partileridir ve bu
tarz partilerin faaliyetleri seçim,parlemento ve hükümet çalışmaları ile
sınırlıdır;Ameriken partilerinin esas amacı aday göstermek ve adayların seçimi
kazanmasını sağlamaktır.Bu partiler yönetemeyen partiler olarakta adlandırlmaktadır.
Amerikan siyasi partilerinişn çok açık ve
net bir siyasi programları yoktur,böyle programları olsa dahi bu program yürütecek
parti içi disiplinleri yoktur.Hazırlanan siyasi programlar pragmatic bir
yaklaşımla,olabildiğince çok oy almak,kararsız seçmenleri kazanmak üzerine
şekillenmiştir.İki parti sisteminin etkisine bakarsak,kongrede azınlıkta olan
partinin demogoji yapmadan,parlamenter sisteme gore daha sorumlu bir şekilde
muhalefet yapmaya ve politika üretmeye çalıştığı görülmektedir.Bu durum Senato’da
daha rahat gözlenebilirken Temsilciler Meclisin’de ise politikalar Senato’ya gore daha sert şekilde tartışılmaktadır.Bunun
sebebi Temsilciler Meclisi üyelerinin 2 yıllığına seçilmiş olmaları ve
bölgeleri(ve seçmenleri) ile ilişkilerinin sağlam ve dinamik olmasıdır.Bu
durumun başka bir sebebi ise Temsilciler Meclisi üyeleri seçmenlerini (Amerikan
halkını) temsil etmek için seçilmiş olmalarıdır.
CUMHURİYETÇİ PARTİ-DEMOKRAT PARTİ KARŞILAŞTIRILMASI : Amerikan siyasi
partileri Avrupa’dan bakıldığında merkez sağ,liberal partiler olarak
gözükmektedir.Amerikalılara göre ise,Demokrat Parti merkezin az da olsa
solunda,Cumhuriyetçi Parti ise merkezin az da olsa sağında yer
almaktadır.Seçmenlerin çoğu merkezde toplanmıştır,ayrıca her iki uçta aşırı
düşüncelere sahip seçmenler bulunmaktadır.
Demokrat
Parti tıpkı rakibi Cumhuriyetçi Parti gibi her
kesimden oy almaya çalışsa dahi bazı kesimlerden rakibine gore daha fazla oy
almakta ve bu kesimleri tatmin etmeye çalışmaktadır.Afro Amerikalılıar,Hispanik
kökenli Amerikalılıar,küçük işletmeciler,Asya kökenli
Amerikalılar,LGBT,Amerikan yerlileri,yahudiler,müslümanlar,gençler,güneyliler,sendikalar,
işçiler arasında Demokrat Parti rakib,ne gore biraz daha popülerdir.Coğrafi
bazda baktığımızda ise Demokrat Parti’nin California,Massachusetts
eyaletlerinde daha güçlü olduğu söylenebilir.
Cumhuriyetçi
Parti’nin bugünkü parti programına baktığımızda ise
payasa ekonomisinin savunulduğunu,ulusal güvenliğin öneminin vurgulandığını ve
ordunun güçlendirilmessi söylemini,devlet eliyle herkese sağlık sigortası
yapılmasına karşı çıkıldığını,eğitimin öneminin vurgulandığını,enerji
bağımsızlığının savunulduğunu ve çevreye mümkün olduğınca az zarar vererek
gaz,petro,nükleer enerji,doğalgaz,vb..kaynakların çıkarılmasının savunulduğunu,
mahkemelerin hukuku uygulamasını,yaratması gerektiğini ve mahkemelerin Amerikan
Anayasası’na bağlı olmaları gerektiği vurgulanmaktadır.
Seçmenler açısından baktığımızda ise
Cumhuriyetçi Parti yaşlı seçmenler,beyaz Amerikalılar, Kuzeyliler,Protestanlar,
kendi işlerinde çalışanlar,iş adamalrı,hali vakti yerinde kişiler arasında
rakibine gore daha popular olmakla birlikte her kesimden oy almaktadır.Coğrafi
açıdan ise Oklahoma,Kansas,Texas eyaletlerinde Cumhuriyetçi Parti rakibine göre
daha güçlüdür.
Her iki partinin de dönemlerine damgalarını
vurmuş liderleri olmuştur.
Cumhuriyetçi
Parti’nin tarihte önemli iz bırakmış liderlerinden bazıları Abraham Lincoln, Teddy Roosevelt, Ronald
Reagan, George Bush, Richard Nixon olarak sıralanabilir. Demokrat Parti ise Franklin Roosevelt, John F.Kennedy, Bill Clinton, Woodrow Wilson, Jimmy
Carter, Barack Obama dönemlerine iz bırakmış liderler olarak gözükmektedir.
(Kaynak: Istanbul Barosu Dergisi)
Yorumlar
Yorum Gönder