Hasan Tahsin "İlk kurşun"


İzmir işgal edildi. 

İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlıları körfeze demirlemişti. İzmir metropoliti Hrisostomos,etekleri uçuşarak gelmiş, diz çöküp işgal komutanının çizmesini öpmüş, haçını havaya kaldırarak o meşhur vaazını vermişti...

”Evlatlarım, bugün İsa’nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz, bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız, ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım, azizler arkanızda!” 

O sırada, siyah takım elbiseli, ince, uzun boylu bir delikanlı fırladı ortaya... Elinde revolver tabir edilen toplu tabanca vardı. ”Olamaz, böyle güle oynaya giremezler” diye ' haykırdı, peş peşe tetiğe bastı. Efsun alayının sancaktarı atının sırtından karpuz gibi düştü. Adeta zaman durmuştu. Kahkahalar suratlarda donmuştu. Sarıverdiler çevresini, ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar, sonra neresine denk gelirse orasına... Hasan Tahsin henüz 30’undaydı.

İlk üç günde 400 civarında askerimiz, iki binden fazla sivil yurttaşımız şehit edildi. İbreti âlem için çoğunun cenazeleri denize atıldı. Karşıyaka, Güzelyalı sahillerine haftalarca ceset vurdu. 

Irza geçme olayları Özellikle asker ailelerine uygulanıyordu. 

Mustafa Kemal o günkü durumu Nutuk’ta şöyle anlatacaktl: 


"Osmanlı devletinin içinde bulunduğu grup Birinci Dünya Savaşı'nda yenilmişti. Millet yorgun ve fakirdi. Milleti dünya savaşına sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlardı. Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsım ve tahtını koruyabileceğini hayal ederek alçakça tedbirler araştırıyordu. Damat Ferit başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkaktı, padişahın iradesine boyun eğerek, onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razıydı Ordunun elinden silahı ve cephanesi alınmıştı. İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’daydı. Adana Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep İngilizler tarafından işgal edilmişti. Antalya ve Konya’da İtalyan birlikleri, Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyordu. Yabancı subaylar, yabancı memurlar, casuslar her tarafta faaliyetteydi. Yunan ordusu İzmir’e çıkarılmıştı. İstanbul Rum Patrikhanesinde kurulan Mavri Mira heyeti, çeşitli şehirlerde çeteler kuruyor, propagandalar yaptırıyordu. Ermeni patriği, Mavri Mira heyetiyle birlikte çalışıyordu. Karadeniz’de örgütlenmiş olan Rum Pontus cemiyeti hiçbir engelle karşılaşmıyordu. Doğu şehirlerinin Ermenistan’a verilmesi ihtimali vardı. İstanbul’dan idare edilen Kürt Teali cemiyeti, yabancı devletlerin himayesinde Kürt devleti kurmayı amaçlıyordu. İstanbul’dan yönetilen Teali-i İslam cemiyeti, Konya Ve çevresinde Örgütleniyordu. İngiliz Muhipleri Cemiyeti kurulmuştu, bu cemiyete girenlerin başında Osmanlı padişah ve halife ünvanı taşıyan Vahdettin, Damat Ferit, dahiliye nazırı Ali Kemal ve Sait Molla vardı, cemiyetin başkanı İngiliz rahip Frew'ydu. İstanbul’da erkekli kadınlı ileri gelen bazı kimseler Amerikan mandası ‘istiyordu. Millet, karanlıklar ve belirsizlikler içinde olup bitecekleri bekliyordu. Osmanlı devletinin temelleri çökmüştü. 

Ömrü tamamlanmıştı. Ortada bir avuç Türk’ün barındığı ata yurdu kalmıştı. 

Bu durumda ciddi ve gerçek karar ne olabilirdi? 

Milli hakimiyete dayanan kayıtsız şartsız, bağımsız Türk Devleti kurmak... Kararım buydu. 

Ya istiklal ya ölüm'dü!” 



Kaynak

Yılmaz Özdil " MUSTAFA KEMAL"


Yorumlar

Popüler Yayınlar

DEMLEN RAKI

GİZEMLİ KELİME.!!

OĞUZLAR..BOZOKLAR..ÜÇOKLAR..OĞUZ YABGULUĞU.

Oruc Nedir ve kökeni nereden gelir...Turan Dursun

SINAV SORUSU..

Saint Benoit tarihi

Amerikan Siyasi Partileri

Paradigma nedir?

İslamiyetten önce Arap yarımadası..!!!‏