Kanlı Cuma..Uğursuz 13..Tapınak Şövalyeleri.

Fransa kralı 4.Filip Kral tahta çıkınca ağır hakaretin bedelini Tapınak Şövalyelerine Ödetmeye karar vermişti. Kuşkusuz olayın bir de iktidarla olan bağlantısı vardır. Filip bu gözü pek şövalyelerin bir gün kendisi devirebileceklerini biliyordu.

İşte bu kuşkuların sonucunda 13 Ekim 1307 Cuma sabahı Filip’in gizli polisi ülkedeki tüm Templar mabetlerini bastı. Kaçanlar hariç, yüzlerce şövalye hiç direnmeden teslim oldular. Sonraki 6 gün işkenceler ve gizli toplantılarında neler yaptıklan ile ilgili olarak sorgularla geçti. Ancak hiçbir Tapınakçı konuşmadı. Bunun bir taktik olduğunu sezinleyen Filip, dillere destan Tapınakçıların Hazinesi’ni ve bu gizli örgütün sırlarını eline geçiremeyeceğini anladığında iş işten geçmişti:

Altıncı gün ağır işkenceye dayanamayan iki Şövalye, Hazine’nin ve belgelerin kaçırılması için zaman kazanabilmek için direnmeden teslim olduklarını açıkladılar.

Aynı ikili ölmeden Önce Tapınak Şövalyeleri’nin bilinenin tersine İsa’ya inanmayıp onu ’sahte peygamber' olarak gördüklerini kabul ettiler, Baphomet adını verdikleri Şeytan’a taptıklarını ve gizli törenlerinde Haç’ a tükürdüklerini ve kara büyü ve sihirle uğraştıklarını söylediler.

Engizisyon bu ifadeler üzerine hemen çalışmaya başladı. Şövalyelerin çoğu idam edildiler. Yıllar süren sorgu ve mahkemeler sonucu ise Tapınakçı tarikatı, Papa V. Clement tarafından tamamen yasaklandı.

Tapınakçıların büyük üstadı Jacques de Molay ve Baş Yargıcı Geoffroi de Chamay da 1314’de haç üzerinde yakılarak idam edildi. Papa tüm Avrupa krallarından ülkelerindeki Tapınakçıları tutuklayıp Kilise mahkemelerine teslim etmelerini istedi.

Tarikat belki resmen kapatılmıştı ama fiilen hiç yok olmadı. Tapınakçıların bundan sonraki serüveni çok değişik boyutlar izledi. Örgüt gizli varlığını hep sürdürdü.

The Encyclopedia of the Occult (Okültizm Ansiklopedisi) bu konuyla ilgili olarak şunları söylüyor:

Konuyla ilgili çoğu kaynak tarafından, Büyük Üstat Jacques de Molay’in ölümüyle birlikte, hayatta kalan Tapınakçılar tarafından bir komplo tasarlandığı öne sürülür. Buna göre, Tapınakçıların amacı, kendilerini yasaklayıp üstatlarını öldüren Papalığın ve bazı Avrupa krallıklarının yıkılmasıdır. Bu amacın nesiller boyunca aktarıldığını ve Tapınakçılığın devamı olan Illüminati ve masonluk gibi örgütlerce sürdürüldüğü söylenir. Masonluğun etkisiyle gelişen ve Fransız tahtının yok olmasını sağlayan Fransız Devrimi de bunun bir sonucu olarak yorumlanır.

Hatta, yaygın bir söylentiye göre, Fransız Devrimi sırasında Kral XVI. Louis’nin giyotinle kafasının kesildiği gün, bilinmeyen biri sekiye çıkar, ']acques de Molay, Öcün alındı!’ diye bağırır.

Örgütün üyeleri oldukları bilinen iki ünlüden biri Vasko Da Gama diğeri de Kristof Kolomb’dur. Ikincisi doğrudan değil, kansının babası aracılığıyla Templar'ın korumasına alınmıştı.Bu iki ünlü denizciye yol gösteren haritaları ve kendilerine isyan etmeyecek tayfaları bu örgüt sağlamıştı.
Batı hıristiyan dünyasında 13 tarihi eğer Cuma'ya rastlarsa uğursuz sayılır. İşte bu gelenek Tapınak Şövalyelerinin katliamından kalmadır.

Kaynak:
Küresel Gizli Örgütler- Ali Kuzu.