KURAN’IN EVRENSELLİĞİ


Bir kitabın evrensel olması için onun tüm zamanları kapsayan açıklamalarda bulunması, yazıldığı döneme ve topluma özgü kurallar koymaması, hangi davranışların ahlaksızlık olduğu konusunda dönemin ahlak kurallarını esas almaması gerekir. Kuran, 7.yy Arap toplum yapısına ve normlarına göre nispeten ilerici özellik taşıması yönüyle övülür. Fakat dönemin Arap toplumsal kurallarını ileriye taşıması, Kuran’ın bugünkü toplumsal kurallara ve ahlak anlayışına göre de yenilikçi/ilerici olduğu anlamına gelmez. Yazıldığı dönemin toplum koşullarına ve değer yargılarına göre yenilikçi kabul edilen Kuran, günümüzün değer yargılarına göre hiç de yenilikçi değildir. O halde Kuran’ın evrensel olduğu (tüm zamanları ve tüm mekanları/toplumları kapsadığı) nasıl söylenebilir? Örneğin aşağıdaki ayetlerin günümüze göre yenilikçi olduğu nasıl iddia edilebilir?
Bakara 221: İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.
Bu ayeti en iyimser şekilde ele alırsak, 7.yy Arap toplumunda Mekkeli müşriklerin ahlak bakımından kötü kişiler olduklarını var saysak dahi günümüzde tanrıya inanmayan kişilerin topyekün kötü kişiler olduklarını söylemek ne kadar doğrudur? Bu ayetin evrensel olduğu, günümüz ahlaki değer yargılarını kapsadığı söylenebilir mi? Diğer yandan, inançlı bir cariyenin inançsız hür bir kadından daha hayırlı olduğu söylenmiş. Yani bir bakıma cariyeliğe karşı çıkılmamış. Günümüzde cariyelik hoş karşılanabilir mi? Cariyeliğin normal karşılandığı 7.yy kurallarına göre yazılmış bu ayetin günümüzde bize ışık tuttuğundan bahsedilebilir mi? Köleliğin yanlış olduğunun söylenmediği, sadece günah sayılan belli başlı davranışlara karşılık köleyi serbest bırakmayı öğütlemekle yetinildiği ayetlerden biri:
Nisa 92: Bir mü’minin bir mü’mini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka. Kim bir mü’mini yanlışlıkla öldürürse, bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldürülen kimse) mü’min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mü’min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir köle azad etmek gerekir. Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ard arda oruç tutması gerekir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nisa 3: Eğer, yetim kızlar (ile evlenince onlar) hakkında adaletsizlik yapmaktan endişe ederseniz, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Yukarıdaki ayette hepsine adil davranılırsa birkaç kadınla birden evlenilebileceği yazılmış. Günümüzün ahlak anlayışında evlenmek bir yana, erkeğin iki kadınla birden sevgili olması hoş karşılanabilir mi? “Sahip olduğunuz cariyelerle yetinin” ifadesi; erkeğin birkaç tane cariyeyle aynı anda birlikte yaşamasının normal olduğu anlamına gelir. Yani bir nevi harem hayatıdır. Harem hayatını normal karşılayan bir kitabın evrensel olmadığı açık değil midir?
Bakara 178: Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.
Günümüzde bir kişi son derece haksız sebeple cinayet işlemiş olsa bile bu kişinin idam edilmesi çağdaş ceza hukukuna ne kadar uyar? 1400 yıl önceki hukuk kurallarına göre nispeten modern sayılabilen bu hukuk kurallarının 21.yy hukukuna uygun olmadığı son derece açıktır. “Kadına karşı kadın” ifadesi ilginçtir. Bu ifade, tanrının kadını ve erkeği eşit değerde görmediğini göstermiyor mu?
Kuran’ın evrensel olamamasının başlıca sebepleri olarak sadece en temel ahlak kurallarını yazmakla yetinmemiş olması, insanların birçok davranışına karışmış olması, toplumun nasıl yönetilmesi gerektiğine (siyasete) bulaşmış olması söylenebilir. Bir din kitabında ne kadar ayrıntıya inilirse evrensellikten o kadar uzaklaşılır. Kuran’da da bu şekilde gerçekleşmiştir. Yazan kişi toplumsal kuralları düzenlemeye çalıştıkça bulunduğu dönemle sınırlanmak zorunda kalmıştır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar

DEMLEN RAKI

GİZEMLİ KELİME.!!

OĞUZLAR..BOZOKLAR..ÜÇOKLAR..OĞUZ YABGULUĞU.

Oruc Nedir ve kökeni nereden gelir...Turan Dursun

SINAV SORUSU..

Saint Benoit tarihi

Amerikan Siyasi Partileri

Paradigma nedir?

İslamiyetten önce Arap yarımadası..!!!‏