Amerika kıtasının gerçek sahibi kızılderililer kimdir.?

Kızılderililerin hikayeleri tecrübelerinden ve inançlardan doğmuştur. Tecrübeleri inançlarıyla yoğurmuş ve olağanüstü bir kalıba sokmuşlardır. Bazıları toprağın güzelliklerini ve gücünü tasvir eder. Bazıları tabiat harikalarını, yaradılış muammasım, dünya şimdiki haline gelinceye kadar geçirilen dönemleri, aşılan zorlukları; mevsimlerin, ateşin, ışığın, savaşların, adetlerin kaynağını, inançların sebebini açıklamaya çalışır. Bazı hikayeler sadece hayvanlar arasında, bazı hikayeler sadece insanlar arasında geçer. Ama çoğu hikayelerde hayvanlar, insanlar, bitkiler, göklerdeki cisimler, yer altındaki varlıklar, ölüler, diriler, ruhlar, hepsi bir aradadır. Her varlığa bir şahsiyet verilmiştir, cinsiyet verilmiştir. Bu şahsiyet ve cinsiyetler kabileden kabileye değişebilir. Mesela, güneş bazen karşımıza kadın olarak çıkar, bazen erkek... Bazı mefhumlar bile canlı yaratıklardır; mesela, ihtiyarlık, fakirlik, açlık insanoğluna ilelebet musallat olacak uç canavar olarak tasvir edilir. İyiler vardır, kötüler vardır. Her zaman iyiler kazanmaz, her hikaye mutlu sonla bilmez. Gerçek hayatta da öyle değil midir zaten? Bazı hikayelerdeki kahramanların hayvan mı, insan mı olduğu anlaşılmaz. Bazılarında kahramanlar şekil değiştirir, mükafat veya ceza olarak baksa kılıklara bürünür. Hikayelerin büyük çoğunluğu masal, efsane karakterli olmakla birlikte bazılarında modern hikayeciligi aralmayacak ölçüde kuvvetli bir realizm veya romantizm vardır.


KIZILDERİLİ KİMDİR ? 

Buzul Çağı'nın en şiddetli döneminde, M.Ö. 34000 M.Ö. 30000 yıllarında, dünyadaki suyun önemli bir bölümü büyük kıtasal buz katmanları halindeydi. Bunun sonucunda, Bering Denizi bugünkü düzeyinden yüzlerce metre daha aşagıdaydı ve Asya ile Kuzey Amerika arasında, adına Beringia denilen, bir kara köprüsü oluştu. Beringia’nın en geniş döneminde 1.500 kilometre kadar olduğu sanılıyor. Nemli ve ağaçsız bir tundra olan bölge, otlar ve diger bitkilerle kaplıydı ve bu da ilk insanların yaşamak için avladıkları büyük hayvanları çekiyordu. 

Kuzey Amerika'ya ilk erişen insanlar, yeni bir kıtaya ayak bastıklarını muhtemelen tahmin bile edemezlerdi. Atalarının binlerce yıldır yaptığı gibi Sibirya kıyılarında av peşinde koşmaya devam etmişlerdir. 

M.S. ilk yüzyıllarda, bugünkü Arizona'da Finiks kentinin bulundugu yöreye yakın yerleşim birimlerinde, top oynamak için alanların ve Meksika'da bulunanlara benzeyen piramit biçimli kümbetlerin yanı sıra kanal ve sulama sistemleri kuran Hohokumlar yaşıyordu. 

İlk yerleşimciler Seminoller, Çerokiler ve Mişuki kabileleri ile karşılaştılar. İspanyol kaşifler ise Kaliforniya'da Şoşon, Payitu, Kahula, Mevuk ve diğer bazı kabilelerle karşılaşmışlardır. 19. yüzyılda, Avrupalı kaşifler batıya doğru göç ederken Kızılderili kabileleri kendi topraklarından sürmüşlerdir. 

Bu dönem batıda Apaçi, Siyu ve Komançi ve diger kabilelerle yapılan utanç verici savaşlar dönemidir. Bu savaşlardan geriye kalan çok az sayıda yerli ise, Rezervasyonlar (kızılderililer için ayrılmış araziler) olarak bilinen küçük bir alanda yaşamaya mecbur edilmişlerdir.Yani bu halkın büyük bir kısmı soykırıma uğradı. 

Bugün ABD'de hükümet tarafından resmen tanınan 554 Kızılderili kabilesi vardır. 

Kızılderililer 1952 yılına kadar Rezervasyon denilen toplama kamplarında yaşamaya zorlanmışlardır. Kızılderililerin halen önemli miktardaki kısmı bu bölgelerde yaşamaktadır. 

1626 yılında Hollandalıların satın aldığı New York'ta günümüzde 85.000'den fazla Kızılderili yaşamaktadır. 

2007 yılının Aralık ayında, en önemli Kızılderili kabilelerinden biri olan Lakota Siyuları ABD vatandaşlığından çekildiklerini ve kendi devletlerini kuracaklarını ilan etmişlerdir. Toprakları beş ayrı ABD eyaletinin sınırları içerisinde olan Lakotalar'ın bu girişiminin sonuçları henüz kesinleşmemekle birlikte, Kızılderililerin büyük soykırımdan bu yana ilk bagımsızlık girişimleri olarak tarihe geçmiştir 

KIZILDERİLİ'DEN ALINACAK DERS 

"Yine günlerden bir gün, New York'ta bir grup iş arkadaşı, öğle tatilinde dışarıya çıkarlar. Gruptan biri, Kızılderili'dir hikâye gereğı”, çünkü olay Amerika'da geçmektedir. İnsan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında yürürlerken Kızılderili olan, kulağına neşeli bir ağustos böcegi sesinin geldiğini söyleyerek böceği aramaya başlar. Arkadaşları, Kızılderili'ye, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacagını, kendisinin öyle zannettiğini söylerler, ona inanmazlar ve yollarına devam ederler. Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla şehirde ağustos böcegi aramaya devam eder. 

Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takip eder. Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir ağustos böcegi bulurlar. Arkadaşı Kızılderili'ye: "Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duyabildin?" diye sorar. 

Kızılderili ise bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadıgını söyleyerek, arkadaşına kendisini takip etmesini söyler. Kaldırıma çıkarlar ve Kızılderili cebinden çıkardığı bir bozuk parayı kaldırımda yuvarlar. Birçok insan bozuk para sesini duyunca sesin geldigi tarafa bakarak, kendi ceplerinden düşüp düşmedigini kontrol eder. Kızılderili, arkadaşına dönerek: "Önemli olan, nelere değer verdigin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin" der. 

Kaynak : 

Kızılderili hikayeleri (Eren Sarı)




Yorumlar

Popüler Yayınlar

DEMLEN RAKI

GİZEMLİ KELİME.!!

OĞUZLAR..BOZOKLAR..ÜÇOKLAR..OĞUZ YABGULUĞU.

Oruc Nedir ve kökeni nereden gelir...Turan Dursun

SINAV SORUSU..

Saint Benoit tarihi

Amerikan Siyasi Partileri

Paradigma nedir?

İslamiyetten önce Arap yarımadası..!!!‏